8 Ağustos 2011 Pazartesi

Disk Kadın Komisyonu Cinayetler Artıyor Öldürülmek İçin Kadın Olmak Yeterli


DİSK KADIN KOMİSYONU:
“CİNAYETLER ARTIYOR... ÖLDÜRÜLMEK İÇİN KADIN OLMAK YETERLİ!”

Kadınlar öldürülüyor. Bunu söylemekten dilimizde tüy bitti; kadınlar hayatlarındaki en yakın erkek tanıdıkları tarafından öldürülüyor. Kadınlar, anne, eş, kızkardeş oldukları için ya da “aile” bütünlüğünde bir problem olduğu için değil, KADIN oldukları için öldürülüyor. Yani, öldürülmek için kadın olmak yeterli!
Kadına yönelik şiddetle mücadele bütünlüklü bir politikayı uygulamayı gerektirir. Oysa ki ülkemizde kadın erkek eşitliğine inanmadığını açıkça dile getiren, kadınları hâlâ üç çocuk doğurmaya teşvik eden, polisler tarafından öldürülesiye dövülen bir kadınla ilgili ahlak polisi gibi davranan bir Başbakan; onun uydusu gibi olan bakanlar ve AKP hükümetinin erkek egemen zihniyetinin daha da derinleştiği bir toplum var.

Dünyanın her yerinde kadına yönelik şiddetle mücadelenin, kadının birey ve kolektif olarak güçlendirilmesinden geçtiği çok açık bir şekilde kabul görmüşken, bu konuda canı en fazla yanan ülkeler arasında yer alan Türkiye’de ne yazık ki tersine adımlar atılmaktadır. Kadın ve Aileden Sorumlu Bakanlığın ayrışarak kadınlara özel bir bakanlık kurulması gerekirken, kadını özgür bir birey olarak tamamen yok sayan, onu sadece “aile” içinde bir anne, eş, kız kardeş olarak gören bir uygulama ile karşılaştık. Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı’nın kurulması bir anlamda kadını aile ile eşleştirmek anlamına geldiğinden, çok açıktır ki kadın cinayetlerinin önümüzdeki yıllarda daha da fazla artmasına neden olacaktır. Çünkü kadınlar aile bireyleri tarafından öldürülüyor!

Bu nedenledir ki Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Şahin’in kadına yönelik şiddetle mücadelede atmaya çalıştığı her adım eksik, yetersiz ve hatta yanlış olacaktır. Şimdiden bunun örneklerini görüyoruz. En yalın haliyle elektronik kelepçe uygulaması bir tedbir değil bir ceza yöntemidir. Şiddetle mücadelede çözümlerden biri; sayıları sadece 65 olan sığınma evlerine kabulünün yasaklı olduğunu öğrendiğimiz fuhuş yapan kadınların alınması değil, sığınma evlerinin sayısının arttırılması, işlevlerinin doğru biçimde tanımlanması, denetiminin kadın örgütleri tarafından yapılmasıdır.

Tüm bunlar yaşanırken, çeşitli sendikalardan yapılan açıklamalar son derece talihsizdir ama bir o kadar da, geldiğimiz kritik noktayı bizlere göstermektedir. Kadının uğradığı şiddeti bir imamın hakemlik etmesi ile çözülebileceğinin düşünülmesi, özel alana devletin değil de imamların müdahale etme hakkı olduğunun dile getirilmesi sadece toplumumuzda daha da derinleşen muhafazakârlığı su yüzüne çıkarmıyor ama aynı zamanda kadın cinayetlerinin daha da artmasının arka plandaki bir nedeni oluşturuyor.

Bu nedenle biz DİSK Kadın Komisyonu olarak, kadın cinayetlerine bir son verilmesi için öncelikle yürütülecek politikaların merkezine kadının alınması ve politikaların kadın örgütlerine danışılarak oluşturulması gerektiğine inanıyoruz.